Hava Durumu

FINDIK ve FİSKOBİRLİK…

Yazının Giriş Tarihi: 27.09.2025 18:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.09.2025 18:43

FINDIK ve FİSKOBİRLİK…

Ömür Yüksel

Siyaset Bilimci/Sosyolog

B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

Fiskobirlik; Cumhuriyetin ilanından sonra büyük önder Atatürk’ün “Fındık başta olmak üzere diğer belli başlı ürünlerimizi ilgilendiren birlikler kurulmalıdır “sözüyle toplanan 1.ULUSLARARASI FINDIK KONGRESİ sonrasında 28 Temmuz 1938 tarihinde Giresun, Ordu, Trabzon, Keşap ve Bulancak Fındık Tarım Satış Kooperatiflerinin birleşmesiyle kurulmuş ve aynı yıl fındık alımlarına başlamıştır.

1938 yılından 1964 yılına kadar bağımsız olarak çalışan birlik, 1964 yılında zarar ettiği gerekçesiyle DEVLET ALIM GARANTİSİ VE FİYAT DESTEĞİ ile çalışmaya başlamıştır.

Türkiye’nin geleneksel ihraç ürünleri arasında yer alan FINDIK, 1,5 milyar dolara yakın döviz girdisi sağlaması, yaklaşık 400 bin civarında üretici ve ailesinin geçimini doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendirmesi, fındığın yarı mamul haline dönüştürülmesi ve pazarlanması aşamalarında önemli bir istihdam kaynağı sağlamasının yanı sıra yaratılan katma değer gibi sosyoekonomik nedenlerden dolayı Türkiye ekonomisi içinde önemli bir yere sahiptir.

Türkiye ve özellikle fındığın yaygın olarak yetiştirildiği Karadeniz bölge ekonomisindeki önemi nedeniyle,

  • Geliri sadece fındığa bağlı olan üreticilerin gelirlerinde istikrar sağlamak,
  • Fındığın kalitesinin yükseltilmesi,
  • Meyilli arazilerde erozyonun önlenmesi ile
  • İç ve dış piyasaların düzenlenmesi amacıyla,

Türkiye’de stratejik ürün kapsamında fındık uzun yıllar boyunca desteklenmiştir.

BUGÜNE NASIL GELDİK?

Fındık, 2000 yılına Devlet alım garantisi ve fiyat desteğinden “Tarım Reformu Uygulama projesi” uygulaması ile çıkarılmış ve “Doğrudan Gelir Desteği “ne geçirilmiştir.

Aynı yıl çıkarılan 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri kanunu ile Fiskobirlik ve 16 diğer üretici birliğinden mali destek kaldırılmıştır.

Böylece, Fiskobirlik 2000 yılından itibaren YENİDEN YAPILANDIRMAYA tabi tutularak, yönetimi kadrolardan profesyonel ekipler çekilerek, tamamen üreticilerden seçilmiş Yönetim Kurullarına terk edilmiştir.

Ancak bu düzenlemeleri yapan Hükümetler değilmiş gibi, destekleme alımları yasal olarak bitmesine ve Fiskobirlik’in özerkleştirilmesine rağmen, Devlet 2005 yılına kadar Fiskobirlik eliyle ve sonrasında TMO aracılığı ile fındık piyasasının belirlenmesinde rol oynamaya devam etmiştir.

2006' dan sonra Fiskobirlik’in piyasadaki etkinliği giderek azalmış ve hatta bitme noktasına getirilmiştir.

FİSKOBİRLİK, 2005 ve 2006 yılı fındık alım sezonunda kendi adına aldığı fındığın önemli bir kısmının bedelini uzun süre ödeyememiş ve kurulduğu 1938’den günümüze kadar görülmedik bir şekilde, bir finansman krizi altında kalmıştır.

Bu gelişmeler sonucu pek çok ekonomik ve sosyal sorunla karşı karşıya kalan fındık üreticileri 31 Temmuz 2006’da Ordu’da yüz bin kişinin katıldığı bir mitingle protesto gösterisi yapmıştır.

Ama bir sonuç alınamamıştır.

Daha sonraki hükümetler tarafından, bir kamu kuruluşu olan TMO’nin devlet adına arz fazlası ndığı almak ve fındık üreticilerin ekonomik ve sosyal sorunlarını önlemek amacıyla görevlendirilse bile, TMO alım politikaları hiçbir dönemde üreticiye tam anlamıyla kalkan olmayı başaramamıştır.

Çoğu zaman küresel ekonomik ve finansal kriz koşullarında serbest piyasanın ve tüccarların insafına terk edilen Fındık üreticileri, fiyatlarda yıllara göre, hatta bazı dönemlerde aynı yıl içinde bile büyük bir dalgalanmalar ve düşüşlere maruz kalmışlardır.

Türkiye, dünya fındık sektöründe oldukça önemli bir konuma sahip, dominant ülke olarak, dünya fındık alanlarının yaklaşık %70’ne sahip olması sonucu yaklaşık 650 bin tonluk üretimiyle, dünya fındık ihracatının yaklaşık %70’ini tek başına gerçekleştirmektedir.

Söz konusu ürünün üretiminden, ihracatına kadar her aşamasında var olan Türkiye’nin, ürünün piyasasında da etkin olması ve yön vermesi beklense de bir türlü bu aşamaya gelinememiştir.

NEDEN PEKİ?

Almanya ve İtalya Türkiye’nin fındık ihracatında en önemli iki ülke konumundadır.

İki ülkenin toplam fındık ihracatımız içindeki payı %45-50 arasında değişmektedir. Fındık ihracatımızda İtalya ve Almanya’dan sonra en önemli ülke Fransa’nın olup, zaman içinde payı yükselmiştir.

Dünya fındık ihracatının yaklaşık %90’ı iç fındık olarak gerçekleşmektedir. Dünya iç fındık ihracatı üretimdeki dalgalanmalara göre değişmekle birlikte; Türkiye ortalama 200-250 bin ton arasında iç fındık ihracatı gerçekleştirmektedir.

Almanya ortalama dünya fındık ithalatının %40’ını gerçekleştirmesinin verdiği güçle yıllardır dünya fındık piyasasında belirleyici ülke konumundadır.

  • Almanya bu belirleyiciliği;
  • Dünya fındık ithalatındaki önemi
  • Güçlü fındık ithalatçısı firmalarının etkisi

Hamburg Borsası Mal Birliği çatısı altında bir araya gelmiş ithalatçıların birliğin ticaret kurallarına göre hareket etmelerinden doğmaktadır.

TÜRKİYE’DE DURUM

Türkiye’deki borsalar yurt dışına satılan fındığı kayıt eden bir mekanizmanın ötesine geçememiş, Giresun Ticaret Borsası Lisanslı Depoluk uygulamalarını gerçek manada bir türlü oturtamamıştır.

Fiskobirlik yaklaşık 15 yıldır tüm kazanımlarını satmakla zaman geçirmektedir.

Hal böyle olunca, Türkiye Fındık piyasasında alıcı olarak tüccar ve ihracatçı firmalar önemli rol oynamaktadır. Büyük ihracatçı firmaların sayısı 10 firmayı geçmemekle birlikte yüksek miktarda alım yapmaları sonucu serbest piyasada fiyatlarını önemli ölçüde onlar belirlemektedirler.

Ayrıca İhracatçılar fındık piyasası açılmadan, yılın daha ilk aylarında, fındıkta karanfil sayılırken ALİVRE SATIŞ OLARAK adlandırılan yöntemle yurt dışı alıcılarla kontrat imzalamakta, fındık bedelini peşin almakta ve piyasa açıldığında fiyatların daha yüksek açıklanması durumunda bile fiyatı düşürmeye çalışmaktadır.

KİM, NASIL KORUYACAK ÜRETİCİYİ…

FINDIK fiyatını belirleyen en önemli faktörler arasında, Dünya ve Türkiye üretim düzeyi yani rekolte, üretim kalitesi, üretim maliyeti, önceki yıl stok durumu, fiyatlaması ve ödeme koşulları, stoklar için uygulanacak yöntem (piyasaya sürülmesi ya da yağlığa ayrılması) ve badem gibi alternatif ürünlerin arzı ve fiyatları yer almaktadır.

Tüm bu koşulların altında üreticilerin piyasa şartlarında yalnız kalmaması için,

İlk olarak, özellikle rekoltenin yüksek olduğu yıllarda fındık fiyatlarının düşerek üreticinin zarar etmesini, ülkenin fındık ihracat gelirlerinin düşmesini ve düşük rekolteli yıllarda arz garantisi sağlamak amacıyla arz fazlası fındığını alabilecek, değerlendirebilecek, kendi üreticisini düşünen, hatta işleyerek mamul halinde satabilecek bir mekanizmaya ihtiyacı vardır.

İkinci olarak, hükümet, üretici kooperatifleri birliği (Fiskobirlik), ziraat odaları, üniversiteler, ihracatçı ve finans kuruluşları ile bir araya gelerek Ulusal Fiyat Politikası belirlemesi ve uygulanması gereklidir. Bu politika kapsamında;

Fındık üreticisi mutlaka devlet tarafından desteklenmeye devam edilmeli, üretimin planlanması suretiyle fındık fazlasının oluşmasının önüne geçilmesi ve fiyatta istikrarın sağlanması için devletin kontrolü gerekmektedir.

Fındık dikim alanlarının genişlemesi sektörün ve fındık kalitesinin temel sorunu olarak görülmesine rağmen politik kaygılarla devreye sokulamayan yasal uygulamalar süratle devreye alınmalıdır.

Alan bazlı destekleme uygulamasının fındık ve fındık üreticisinin sorunlarına katkı sağladığı veya sağlayabilmesi kuşkuludur. Yeniden düzenlenerek fındık destekleme politikası üreticinin sorunlarına çözüm olacak şekilde yapılandırılmalıdır.

Özellikle Doğu Karadeniz bölgesinde ekonomik yaşını dolduran fındık bahçelerinin gençleştirilmesi ile ilgili desteklemeler yapılmalıdır.

Üçüncü olarak, Dünya fındık piyasası büyük ithalatçı firmaların organize olduğu ve fiyatları belirlediği Hamburg piyasasının karşısında, Türkiye’de etkili ve iyi organize olmuş bir fındık borsası ve işlemler piyasasının kurulması, işletilmesi, dış piyasalardaki etkinliğimizi artıracak, fındık piyasasını olumlu etkileyecek, piyasa koşullarına uygun ürün fiyatlarının belirlenmesinde, fiyat hareketlerinde istikrar sağlanmasında, iç ve dış piyasalar arasında denge kurulmasında ve üretim planlarının yapılmasında önemli yararlar sağlayacaktır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.