Hava Durumu

#Yapay Zekâ

giresunsonhaber - Yapay Zekâ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yapay Zekâ haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

GİRESUN'DA BİLİM VE TEKNOLOJİ HEYECANI Haber

GİRESUN'DA BİLİM VE TEKNOLOJİ HEYECANI

GİRESUN'DA BİLİM VE TEKNOLOJİ HEYECANI: YAPAY ZEKÂ VE EĞİTİMDE YENİ TRENDLER ETKİNLİĞİ BAŞLADI Giresun, eğitim ve geleceğin teknolojilerini buluşturan önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Giresun Belediyesi Kültür ve Fuar Merkezi'nde kapılarını açan etkinliğin açılışına Vali Mehmet Fatih Serdengeçti ve il protokolü katılım sağladı. İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından TÜBİTAK 4007 desteğiyle düzenlenmiş olan "Giresun’un Geleceği: Yapay Zekâ ve Eğitimde Yenilikçi Yöntemler" Bilim Şenliği,çoşkulu bir törenle start aldı. Etkinliğin odağında yapay zekâ ve robotik kodlama temaları bulunuyor. Etkinlik kapsamında gerçekleştirilen 26 farklı atölye çalışması, panel, söyleşi, konferans ve seminerlerle öğrencilerin bilim ve teknoloji bilincinin arttırılması hedefleniyor. İlçe Millî Eğitim Müdürleri, okul ve kurum yöneticileri, öğretmenler ile çok sayıda öğrencinin katıldığı törende, Giresun’un bilimsel potansiyeli ön plana çıkarıldı. Etkinlik, Giresun Üniversitesi, Giresun Belediyesi ve İstinye Üniversitesi gibi önemli kurumların iş birliğiyle daha da güçlendi. Atölyelerde üniversitelerden davet edilen akademisyenler ve yerel deneyimli öğretmenler gençlere uygulamalı öğrenme olanağı sundular. İl Millî Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, Bilim Şenliği’nin gençlerin teknolojik meraklarını somut projelere dönüştürmeleri açısından önemli bir adım olduğunu belirterek, organizasyonun gerçekleştirilmesine katkıda bulunan tüm paydaşlara, özellikle AR-GE Birimi'ne teşekkür etti. Etkinliğin, Giresun'daki eğitim kalitesini teknolojik yeniliklerle bütünleştirme hedefi taşıdığı vurgulandı.

Şanlıurfa’da Kaçak Elektrik Denetimleri Sıklaştırıldı: Bir Haftada 2 bin 626 Abone Tespit Edildi  Haber

Şanlıurfa’da Kaçak Elektrik Denetimleri Sıklaştırıldı: Bir Haftada 2 bin 626 Abone Tespit Edildi 

Dicle Elektrik, Şanlıurfa'da soğuk hava şartlarının artışıyla birlikte artan kaçak elektrik kullanımıyla ilgili denetimlerini teknoloji desteğiyle yoğunlaştırdı. Son haftada sadece 15 mahallede yapılan incelemelerde, 2 bin 626 abonenin ısınma amaçlı kaçak elektrik kullandığı tespit edildi. Şirket yetkilileri, kaçak kullanımın şebekeye aşırı yük bindirdiğini ve arızalara yol açtığını vurgulayarak, "Kaçakla mücadelemiz sürecek" mesajı verdi. Kesintisiz ve kaliteli enerji dağıtımı amacıyla faaliyetlerine devam eden Dicle Elektrik, soğuk havaların etkisiyle artan kaçak elektrik kullanımıyla mücadele için sahadaki kontrollerini hızlandırdı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sorumlu oldukları illerde kaçak kullanımı önlemek için kapsamlı denetimler yapan Dicle Elektrik, Şanlıurfa'da son bir haftada 2 bin 626 abonenin kaçak elektrik kullandığını saptadı. Yapay zeka destekli analizler, dron gözetimleri ve jandarma destekli sahadaki ekiplerle yapılan çalışmalar özellikle kırsal alanlarda yoğunlaştırıldı. Kaçak elektrik diğer abonelerin hizmet kalitesini etkiliyor Dicle Elektrik yetkilileri, soğuk havaların etkisiyle özellikle ısınma amaçlı kaçak elektrik kullanımlarının tekrar arttığını ifade etti. Yetkililer, "Kaçak elektrik yasa dışı olmanın yanı sıra şebeke dengesini bozarak arızalara neden oluyor. Bu durumdan en fazla etkilenenler ise faturalarını düzenli ödeyen ve yasal yollarla elektrik kullanan abonelerdir. Bu adaletsizliğe karşı tüm olanaklarımızla mücadele ediyoruz" dedi. Yapay zeka destekli tespit, jandarma destekli kontrol Dicle Elektrik, sahada yürütülen projelerde teknolojik yeniliklerden yoğun biçimde yararlanıyor. Kaçak elektrik kullanımının yaygın olduğu alanlar yapay zeka ile analiz edilip kontrol ediliyor. Şanlıurfa'nın Eyyübiye, Haliliye ve Karaköprü ilçelerine bağlı 15 kırsal mahallede yapılan denetimlerde sadece kırsalda 140 abonenin kaçak elektrik kullandığı belirlendi. İl genelinde ise bu sayı 2 bin 626'ya ulaştı. "Kaçak elektrikle mücadelede kararlıyız" Dicle Elektrik, kırsal ve şehir merkezlerindeki denetimlerin artırıldığına dikkat çekerek şu açıklamayı yaptı: "Yapay zeka destekli analizlerle en doğru noktaları tespit ediyor, ekiplerimizi bu bölgelere yönlendiriyoruz. Kaçak elektrikle mücadelede kararlıyız. Kesintisiz enerji hedefimize ulaşmak amacıyla teknolojik çözümlerden faydalanmayı sürdüreceğiz." Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Konut Satışları Artıyor, Fiyatlar Reelde Geriliyor Haber

Konut Satışları Artıyor, Fiyatlar Reelde Geriliyor

Yapay zekâ kullanarak gayrimenkul değerlemeleri yapan ve bu sayede emlak alım satım işlemlerinin güvenle yürütülmesini sağlayan Endeksa, Ekim 2025 Konut Değer Raporunu yayımladı. Elde edilen verilere göre, ekim ayında Türkiye genelinde satılık konut fiyatları yıllık bazda %29,2, aylık bazda ise %2,5 artış gösterdi. Enflasyon etkisi göz önünde bulundurulduğunda fiyatlar bir yıl içerisinde reel olarak %2,9, aylık olarak ise %0,4 oranında düştü. Ortalama konut metrekare satış fiyatı 36 bin 223 TL iken, ortalama konut fiyatı 4,5 milyon TL olarak belirlendi. Konut yatırımlarının geri dönüş süresi ise 13 yıl olarak hesaplandı. Konut satış rakamlarına baktığımızda Ekim ayında 164 bin 306 konutun satıldığı görülmekte. Bu sayı, konut satış adedinin geçen senenin Ekim ayına göre %0,5 oranında azaldığını göstermektedir. 2025 yılının Ocak-Ekim döneminde ise konut satışları geçen senenin aynı dönemine kıyasla %16,2 artarak 1 milyon 293 bin 33 olarak kaydedildi. Geçtiğimiz yılın Ocak-Ekim dönemiyle kıyaslandığında, en dikkat çekici artışın %64,0 ile ipotekli (kredili) konut satışlarında yaşandığı gözlendi. Endeksa Genel Müdürü ve Kurucu Ortağı Görkem Öğüt, rapor hakkında şunları ifade etti: “Ekim ayında satış rakamlarında küçük bir düşüş görülse de yılın ilk 10 ayında kaydedilen %16,2’lik artış, konut talebinin güçlü olduğunu ortaya koyuyor. 2025 sonunda konut satışlarının 1,5 milyon adedin üzerine çıkmasını öngörüyoruz. Ancak, fiyat tarafında daha dengeli bir tablo var. Konut satış fiyatları yıllık bazda nominal olarak yükselse de enflasyondan arındırılmış rakamlar Şubat 2024’ten beri reel düşüş trendini sürdürüyor; kira piyasasında da benzer bir eğilim mevcut. Bu tablo, pandemiden sonraki hızlı değer artışlarının ardından piyasanın normale döndüğünü, yatırım amaçlı alımların yerini kullanıcı odaklı taleple değiştirdiğini gösteriyor. Önümüzdeki aylarda faiz indirimleri ve kredi maliyetlerindeki azalma, talebi destekleyerek fiyatların reel anlamda tekrar yukarı yönlü hareket etmesine zemin hazırlayabilir.” En fazla değer artışı görülen şehirler: Diyarbakır, Çanakkale ve Samsun Endeksa verilerine göre, ekim ayında en fazla konut satışı yapılan ilk 30 şehir değerlendirildiğinde yatırımcılara en fazla kazanç sağlayan iller sırasıyla Diyarbakır, Çanakkale ve Samsun oldu. Diyarbakır’da konut fiyatları son bir yılda %54,6 arttı; enflasyon etkisinden arındırıldığında artış oranı %16,1 olarak belirlendi. Bu şehirde ortalama konut metrekare satış fiyatı 29 bin 954 TL, ortalama konut fiyatı ise 4,6 milyon TL'dir. Çanakkale’de konut satış fiyatlarının nominal değeri %42,0 artarken reel değeri %6,7 olarak belirlendi. Bu şehirde ortalama konut metrekare satış fiyatı 48 bin 335 TL, ortalama konut fiyatı ise 5,7 milyon TL’dir. Samsun’da ise konut satış fiyatları nominalde %41,2 artarken reel artış %6,1 oranında gerçekleşti. Samsun’da ortalama konut metrekare satış fiyatı 31 bin 42 TL, ortalama konut fiyatı ise 3,7 milyon TL oldu. En fazla konut satışının yapıldığı ilk 30 şehir arasında satılık konut fiyatları bir yılda en az artan bölgeler sırasıyla Hatay, Muğla ve Aydın oldu. Hatay’da satılık konut fiyatları önceki yılın aynı ayına kıyasla %14,7 yükselirken, enflasyondan arındırılmış verilere göre fiyatlar reel olarak %13,8 geriledi. Hatay’da ortalama konut metrekare satış fiyatı 24 bin 691 TL, ortalama konut fiyatı 3,7 milyon TL olarak belirlendi. Muğla’da ise satış fiyatları nominalde %20,6 artarken, reel olarak %9,3 azaldı. Türkiye genelinde en yüksek gayrimenkul fiyatlarına sahip olan Muğla’da ortalama konut metrekare satış fiyatı 75 bin 788 TL, ortalama konut fiyatı 9,8 milyon TL'dir. Aydın’da konut satış fiyatları nominal olarak %23,2 yükselirken reel olarak %7,4 oranında azaldı. Bu şehirde ortalama konut metrekare satış fiyatı 48 bin 461 TL, ortalama konut fiyatı 6,5 milyon TL olarak gerçekleşti. 4 büyük şehir arasında Ankara fiyat artışında lider Türkiye’nin en büyük dört şehri arasında satılık konut fiyatlarının bir yılda en fazla arttığı şehir Ankara oldu. Ankara’da nominal fiyat artışı %37,1 seviyesinde gerçekleşirken reel bazda %3,0’lık artış kaydedildi. Başkentte konut metrekare fiyatı 32 bin 459 TL’ye, ortalama konut fiyatı ise 4,2 milyon TL’ye çıktı. İstanbul’da fiyatlar nominal olarak %29,8 artarken, enflasyondan arındırıldığında fiyatlarda %2,4 azalma oldu. İstanbul’da konut metrekare fiyatı 55 bin 181 TL, ortalama konut fiyatı 6,3 milyon TL olarak hesaplanmıştır. İzmir’de satılık konut fiyatları yıllık bazda %27,8 nominal artış gösterirken reel olarak %3,9 geriledi. İzmir’de ortalama konut metrekare fiyatı 46 bin 902 TL, ortalama konut fiyatı ise 5,9 milyon TL olarak kaydedilmiştir. Bursa’da ise yıllık nominal değişim %27,0 iken reel bazda %4,6 azalış yaşandı. Bu ilde ortalama metrekare fiyatı 31 bin 73 TL, ortalama satış fiyatı ise 4 milyon TL'dir. Türkiye genelinde kiralar %28,7 yükseldi Endeksa’nın güncel verilerine göre, Türkiye genelindeki kiralık konut fiyatları yıllık %28,8 artış gösterirken, aylık %0,5 azaldı. Enflasyondan arındırılmış verilere göre kiralar bir yılda reel olarak %3,2, bir önceki aya göre ise %3,3 oranında geriledi. Türkiye genelinde konutların ortalama metrekare kira fiyatı 229 TL, ortalama kira ise 24 bin 923 TL seviyesinde bulunuyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Sağlıkta Yapay Zekâ İçin 7 Ülkeden Güç Birliği Haber

Sağlıkta Yapay Zekâ İçin 7 Ülkeden Güç Birliği

MLP Care’in ev sahipliğinde düzenlenen uluslararası PHRESH projesi için resmi açılış toplantısı, 7 ülkeden temsilcilerin katılımı ile İstanbul’daki İstinye Üniversitesi Topkapı Kampüsü’nde yapıldı. Projenin odağında, sağlık alanında dijital dönüşümün yeni adımı olarak görülen yapay zekâ destekli çözümler yer alıyor. Sağlıkta dijital dönüşümün bir sonraki adımı olarak yapay zekâya odaklanan PHRESH projesinin başlangıcına 7 ülke İstanbul’da İstinye Üniversitesi Topkapı Kampüsü’nde katıldı. "Bağlantılı Sağlık Hizmetleri için Acil Durum ve Güvenli Ortamlarda Hasta Sağlığı Müdahalesi" anlamına gelen PHRESH, Hollanda, Kanada, Türkiye, İspanya, Portekiz, Romanya ve Birleşik Krallık’tan önemli sağlık kuruluşları, teknoloji şirketleri ve araştırma merkezlerinin katılımıyla açılışını yaptı. YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR Sağlıkta dijital dönüşümün yeni bir evresi olan bağlantılı, güvenli ve yapay zekâ destekli ekosistemler yaratmayı amaçlayan PHRESH çerçeve projesi, farklı ülkelerden kurumları bir araya getirerek sağlık risk değerlendirmesi, acil müdahale ve tedavi süreçlerini yeniden tanımlamayı hedefliyor. Etkinliğe birçok ülke temsilcisinin yanı sıra, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) TEYDEB Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Selçuk Selek ve İstinye Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bestami Özkaya da katılarak konuşma yaptı. ‘HASTA SONUÇLARINI İYİLEŞTİRMEK GURUR VERİCİ’ Projenin bilimsel, akademik ve stratejik yönetiminde rol almaktan mutluluk duyduklarını belirten İstinye Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bestami Özkaya, sağlık teknolojileri konusunda öncü bir üniversite olduklarına dikkat çekti ve şöyle konuştu: “İstanbul’da sizleri ağırlamaktan ve bu önemli toplantıya ev sahipliği yapmaktan büyük onur duyuyoruz. MLP Care ve İstinye Üniversitesi olarak akademik çalışmalar ve klinik uygulamaları bir araya getiriyoruz. İnovasyon, yapay zeka ile destekli teknolojiler, yapay zeka ile destekli sağlık hizmetleri ve uluslararası iş birliklerine odaklanıyoruz. PHRESH projesi bu vizyonu, bilim, teknoloji ve klinik bilgilerle hastaların yararına birleştiriyor. Türkiye’de erken teşhis, daha iyi karar desteği ve hasta sonuçlarının iyileştirilmesi için çözüm geliştirmekte etkin katkıda bulunmaktan gurur duyuyoruz. İstinye Üniversitesi olarak sağlık teknolojilerinde lider olmayı, inovasyonu yönlendirmeyi ve geleceğin sağlığını şekillendirmeyi sürdüreceğiz.” GELECEĞİN BELİRLENDİĞİ TOPLANTI Türkiye’deki MLP Care Proje Yönetimi Direktör Yardımcısı Esra Alkurt ise, toplantının uluslararası işbirliğini ve bilgi aktarımını güçlendirdiğini, sağlık teknolojileri için stratejik bir buluşma olduğunu belirtti. Alkurt projeyle ilgili şu bilgileri paylaştı: “Bu girişim, yüksek doğruluklu sensörler, gerçek zamanlı analiz teknikleri, yapay zekâ destekli erken uyarı sistemleri, gelişmiş veri-ağ bağlantıları ve kuantuma dirençli şifreleme teknolojileri gibi öncü çözümlerden oluşuyor. Türkiye konsorsiyumu, risk altındaki bireylerde akciğer hastalıklarının erken teşhisi ve tedavisini desteklemek amacıyla, hastane sistemleriyle entegre çalışabilen; YZ (AI) ve giyilebilir teknolojiler kullanan, hem hasta hem de sağlık profesyonellerine yönelik web ve mobil uygulamalar geliştirmeyi amaçlıyor.” DÖRT YENİLİK ALANI BELİRLENDİ Toplantıda, her ülke kendi vaka çalışmalarını sunarak PHRESH projesinin dört temel yenilik alanına odaklanılmasını sağladı: Sense for Health: Gelişmiş sensörlerle sürekli veri takibi. Alert to Prevent: Yapay zekâ destekli erken uyarı sistemleri. Connected Transport: 5G/6G ile entegre ambulans-hastane veri iletişimi. Secure and Collaborative Learning: Gizliliği artıran ve kuantuma dayanıklı güvenlik çözümleri. ERİŞİM DAHA KOLAY OLACAK Proje, sağlık sektöründe yapay zekâ ve dijital teknolojilerle firmaların verimliliğini ve rekabet avantajını artırmayı, böylece katma değer sağlamayı hedefliyor. 2025’te küresel dijital sağlık pazarının 505 milyar dolara ulaşması beklenirken, Türkiye’de de sağlık harcamalarının artışı ve yapay zekâ ile GSYİH’ye önemli katkılar sağlanması öngörülüyor. Yenilikçi sağlık teknolojileri Türkiye’de ve global firmalarda rekabet avantajı yaratacak, sağlık hizmetlerinde erişim kolaylaşacak ve firmaların gelirleri artacak.

Türkiye'de Yılın En İyi 50 Girişimi Belli Oldu Haber

Türkiye'de Yılın En İyi 50 Girişimi Belli Oldu

Türkiye'nin en büyük girişimcilik etkinliği Big Bang Startup Challenge'te sahne alacak TOP 50 girişim belirlendi. İTÜ ARI Teknokent'in Kuluçka Merkezi İTÜ Çekirdek’in düzenlediği etkinlik, bu yıl 25-26 Kasım günlerinde UNIQ İstanbul'da, herkese açık olarak yapılacak. "ImpactVerse" temasıyla girişimcilik etkisinin evrene yayılacağı Big Bang'de, 8 farklı dikey alanlarda seçilen en iyi 50 yerli ve global girişim ödül ve yatırımlarla bir araya gelecek. Teknolojik ürün ve hizmetlerini ticarileştirmek isteyen girişimcilere kapsamlı destek sunan İTÜ Çekirdek'in 14'üncüsünü düzenlediği Big Bang Startup Challenge'da, TOP 50 girişim belirlendi. 25–26 Kasım tarihlerinde UNIQ İstanbul'da "ImpactVerse" temasıyla düzenlenecek Big Bang, girişimcilik etkisinin evrene yayıldığı bir sahne olarak gerçekleşecek. 8 değişik sektörel dikeyde; (Otomotiv ve Mobilite, Enerji, ITU Seed, Yaşam Teknolojileri/Medikal Teknolojiler, Makine ve Yapay Zekâ, Gayrimenkul ve İnşaat Teknolojileri, İK ve Regülasyon Teknolojileri, E-Ticaret ve Platformlar) sunum yapacak 50 girişim, ödül ve yatırımlarla buluşacak. Etkinliğe global yatırımcılar da çevrim içi olarak katılabilecek. Türkiye'nin en büyük girişimcilik etkinliği Big Bang Startup Challenge, bu yıl "ImpactVerse'' sloganıyla girişimcilik etkisinin evrene yayılacağı bir platform olacak. Etkinliğin ilk gününde TOP 50 girişim sektörel dikeyde sunum yapacak; ikinci günde ise girişimlerin ödül ve yatırımları açıklanacak. Bu yıl etkinlikte farklı sektörlerden alanında uzman konuşmacılar da yer alacak. İki gün sürecek etkinlikte özel şovlar ve performanslarla coşkuyu sürekli yüksek tutacak. Girişimcilik ekosisteminin tüm unsurlarını bir araya getirecek Big Bang'de katılımcılar, network'lerini genişletmenin yanı sıra fuaye alanında kurulacak girişim stantları ve deneyim alanlarıyla birçok yenilikçi teknolojiyle tanışma şansı yakalayacaklar. Her yıl 500 girişime destek sunuyor Girişimcilik ekosistemini geliştirmeyi hedefleyen "Dünyanın en iyi üniversite kuluçka merkezi" İTÜ Çekirdek, her yıl yaklaşık 500 girişime destek vererek Türkiye ekonomisine büyük bir katma değer yaratıyor. Geçen yıl 2,85 milyar TL'lik ödül ve nakit, yatırım desteği açıklanan Big Bang'in bu sene daha büyük bir kaynak sunması bekleniyor. Türkiye'den dünya sahnesine uzanan başarı hikayeleri İTÜ Çekirdek, girişimcilere sadece erken aşama destek sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda yatırımcı ve fonlarla buluşarak küresel başarı yolunda yeni kapılar açıyor. Şimdiye kadar desteklenen birçok girişim; Silikon Vadisi'nde yatırıma değer görüldü, 40'tan fazla ülkede dağıtım ağı kurdu ve bazıları sektörel dönüşüme öncülük eden etkiler yarattı. Bu girişimlerin arasında gelecek vadeden "unicorn" adayları da yer alıyor. Girişimci sunumlarının eş zamanlı olarak global yatırımcılara canlı yayınlanacağı etkinliğe kayıtlar bigbang.itucekirdek.com adresinden yapılabiliyor. BIG BANG STARTUP CHALLENGE 2025'TE SAHNE ALACAK TOP 50 GİRİŞİM Otomotiv İhracatçıları Birliği (OİB)'in desteğiyle Otomotiv ve Mobilite Sahnesi: Arya AI: Yapay zeka destekli bir lojistik optimizasyon motorudur. Karmaşık ve manuel dağıtım planlamalarını hızlı, veri odaklı ve senaryoya dayalı karar alma süreçlerine dönüştürüyor. ALL IoT Teknoloji: Şehirlerin atık toplama süreçlerinde yakıt, zaman ve karbon emisyonlarını yüzde 50'ye kadar azaltarak, atık yönetimini daha akıllı, çevreci ve verimli bir hale getiriyor. M-BASED: Hayvansal ve petrol bazlı derilere dayalı etik ve çevresel sorunları, geliştirdiği "Mantar Tabanlı Vegan Deri" ile sona erdiriyor. Tekstil sektörüne sürdürülebilir, çevre dostu, erişilebilir ve yüksek kaliteli hambal sunuyor. GUARTEC: Motosiklet kullanıcılarının güvenlik, konfor ve stil ihtiyaçlarını birleştiren teknoloji odaklı bir koruyucu çözümdür. STEP4: Şirketlerin sürdürülebilirlik risklerini analiz etmelerini, ESG performanslarını değerlendirmelerini ve regülasyonlarla uyumlu dijital eylem planları ile gelişimlerini yönetmelerini sağlayan yapay zeka destekli bir kurumsal sürdürülebilirlik platformudur. Vignetim: Avrupa'da araçla seyahat eden bireyler ve ticari filolar için dijital vinyet, otoyol geçişi, eSIM ve sigorta çözümlerini tek bir platformda sunarak kapsamlı bir mobilite asistanı deneyimi sunuyor. Biges Kompozit: Tekstil atıklarını ileri dönüşümle yüksek performanslı kompozit malzemeler, akustik panel ve sürdürülebilir hammaddeye çeviren çevreci bir girişimdir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder)'in desteğiyle Enerji Sahnesi: Conveks: Elektrik dağıtım şirketleri için rota optimizasyonu, görev atama ve dinamik planlama süreçlerini otomatikleştiren, yapay zeka destekli akıllı optimizasyon çözümüdür. NisusAI: Yapay zeka tabanlı otomasyon sistemiyle kurumların RPA altyapılarını tek platformda yöneten, maliyet azaltıp dijital dönüşümü hızlandıran bir çözümdür. Onna Robotics: Rüzgar enerjisi sektöründe bakım ve operasyonel verimliliği dönüştüren, yapay zeka destekli otonom mobil robot (AMR) çözümleri geliştiren bir ileri teknoloji girişimidir. Rotamen: Yapay zeka destekli saha iş gücü yönetim platformudur. Torkman: Itools ürün serisi ve Torka denetim/uygulama platformuyla fabrika, tesis ve enerji hatlarında insan + robot iş birliğini veriyle yöneten bir ekosistem sağlar. Ukko Bot: LLM (Büyük Dil Modeli) tabanlı yapay zekasıyla enerji profesyonellerinin doğal dilde sordukları sorulara hızlı analiz sunan, kârlılığı artıracak kararları hızlandıran bir SaaS platformudur. Werer Energy: Yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren, lityum batarya paketleri, hibrit invertör sistemleri ve ölçeklenebilir enerji depolama çözümleri geliştiren bir teknoloji girişimidir. ITU SEED Sahnesi: Beesage: Arıcılar için geliştirilen modüler erken uyarı sistemiyle bal verimini artıran, arı kolonisini koruyan ve kovan ziyaretlerini azaltan bir teknoloji sağlar. Fleetroot: Akıllı mobilite ve IoT platformu olarak, işletmelerin son teslimlerini, filo yönetimini ve bağlı varlıklarını gerçek zamanlı olarak takip etmelerini sağlar. FortyGuard: Ticaret, şehir sistemleri ve enerji sektörlerinde ölçeklenebilir yapay zeka destekli analizler sunar. 2 metre hassasiyetindeki sıcaklık verileriyle işletmelere gerçek zamanlı içgörüler sağlar. Key2Enable: Engelli öğrencilere yönelik, öğrenim ve iletişim süreçlerini destekleyen inovatif eğitim teknolojileri geliştirir. Waiter Call: Restoran sahiplerinin personel iş yükünü dengelemelerinde yardımcı olan dijital bir yönetim sistemidir. Yaşam Teknolojileri ve Medikal Teknolojiler Sahnesi: Bloocell Sağlık Teknolojileri: Kişiye özel üretilebilen, biyobozunur yapısıyla doğal yenilenmeyi destekleyen ve doku onarımında etkili çözümler sunan yapay doku teknolojisidir. CalibraMics: Bilgisayarlı Tomografi görüntülerinde veri standardizasyonu sağlayan, hibrit sistemler geliştiren ve üreten bir teknoloji girişimidir. Collaxir Arge ve Biyoteknoloji: Patentli yeşil teknolojisiyle balık ve tavuk atıklarını yüksek saflıkta kolajen peptitler ve değerli hammaddelere çeviren biyoteknoloji çözümleri geliştiren girişimdir. GODİ Biyoteknoloji: Yaşam bilimlerinin geleceğine yönelik öncüllük ederek ileri biyoteknolojik ürünler geliştiren bir girişimdir. MamaLabs: Anne sütü besleyici değerlerini analiz ederek, sonuçlarla doktorlar tarafından kişisel takviye veya beslenme önerisi sunan, emziren annelere destek teknolojisi sunmaktadır. Marin "kişiselleştirilmiş destek rutini": Uzman onaylı, yapay zeka tabanlı algoritmasıyla kullanıcı sağlık verilerine dayalı kişiselleştirilmiş destek çözümleri sunar. My Gene And Cell Therapies Biyoteknoloji: İthal eskitme otoantikor testleri yerine, serumdaki en düşük titreleri gün içinde hassas bir şekilde ölçen, genetik programlı akıllı hücre platformudur. RAYMARE: Tarımsal üretimde beslenme, su kıtlığı ve toprak verimliliği gibi küresel sorunlara bitki bazlı çözümler sunan bir derin teknoloji girişimidir. Yapay Zekâ ve Makine Teknolojileri Sahnesi: AirGemba: IoT ve yapay zeka teknolojilerini birleştirerek işletmelere operasyonel verilerden gerçek zamanlı içgörüler sunan bir süreklilik platformudur. ARCH Technology: Kullanıcının nabzını, doku oksijenlenmesini ve ödem miktarını ölçen, elde edilen verilere göre kan dolaşımını düzenleyen giyilebilir bir teknoloji ürünüdür. Corezzle Electronics: Elektronik bileşenleri 1 TL boyutundaki tek bir işlemci paketinde toplayarak, firmalar için kompakt ve yüksek performanslı çözümler sunar. DexterGPT: Yapay zeka altyapısı ile teknik bilgiyi gerektirmeden SEO ve dijital pazarlama çalışmalarını yürüterek, kullanıcıların maliyetten tasarruf etmesine yardımcı olur. Lunaar: Fiziksel ve dijital dünyalar arası deneyim farklarını gidererek, markalar ve tüketiciler için yeni nesil yapay zeka destekli ürün deneyimleri sunar. NCT Robotik: Otel, sağlık, eğitim ve etkinlik sektörleri için otonom robotlar geliştiren bir teknoloji girişimi olarak hizmet verir. Seri AI Systems: Yapay zeka desteği sağlayan, güvenli ve genişletilebilir bir akıllı sohbet platformudur. Uludoğan Savunma Sanayi: Savunma ve güvenlik alanlarında kullanılmak üzere; otonom uçuş yeteneği olan, yerli nano insansız hava araçları geliştiren bir girişimdir. Gayrimenkul ve İnşaat Teknolojileri Sahnesi: CIRCULA: Robotik imalat ve biyobazlı malzemeleri kullanarak sürdürülebilir çözümler geliştirir. CoBoT AI: Tasarım otomasyon yazılımı ve yapay zeka ajanlarıyla manuel süreçleri dijitalleştiren bir platform sunar. Myaircharger: Hızlı ve ekonomik şarj çözümleri sunarak, mekanlara şarj reklam ve müşteri etkileşimi sağlar. Sanamekan: Birçok etkinlik türü için mekan kiralama imkanı sunan çevrim içi bir platformdur. İK ve Regülasyon Teknolojileri Sahnesi: hiri.ai: İşe alım süreçlerini yapay zeka ile otonomlaştıran ve şirketlere verimlilik kazandıran bir platformdur. Sobrantech Dijital Dönüşüm: Firmaların dijital dönüşümünü uluslararası standartlarda gerçekleştirmelerine yardımcı olur. Synaps AI: İşe alım süreçlerini otomatikleştiren bir platformdur. Tebli: Belge süreçlerini optimize eden hukuk teknolojisi platformudur. Waytogo: Koçluk ve mentorluk süreçlerini dijitalleştiren ve analiz eden bir şirket. WiseStella: Gemi işletmeciliğinde yapay zeka temelli analizler sunan bir SaaS platformudur. E-Ticaret ve Platformlar Sahnesi: BINCLUSIVE: Engelli bireylerin erişimini kolaylaştıran yapay zeka tabanlı kullanıcı deneyimi platformudur. Ranke Studios: Psikolojik derinliği yüksek oynanış biçimleriyle oyunlar geliştiren bir stüdyo. VOTLOG: Mobil odaklı tüketici araştırma platformudur. SociaPol: No-code altyapılı metaverse platformudur. Trilema Wallet: Blockchain tabanlı cüzdan alt yapısı sunar. Dijital ödeme çözümleri sağlar. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

“Mustafa Kemal” ile 81 İldeki Sinema Salonlarında İstiklal Marşı Yankılandı Haber

“Mustafa Kemal” ile 81 İldeki Sinema Salonlarında İstiklal Marşı Yankılandı

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlik dönemlerini ele alan “Mustafa Kemal” animasyon filmi, izleyicilerine etkileyici bir deneyim sunmaya devam ediyor. Film gösterimleri 81 ilde duygusal anlara sahne olurken, izleyiciler sinema salonlarında İstiklal Marşı’nı okudu. “Mustafa Kemal”, TME Films dağıtımı ile 10 Ekim 2025 tarihinde sinemaseverlerle buluştu. Türkiye’nin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını konu edinen ve büyük beğeni kazanan "Mustafa Kemal" filminin gösterimleri sürerken, filmin sonunda yer alan İstiklal Marşı sahnesi, Türkiye’nin dört bir yanında duygusal anlara neden oldu. Filmi izlemek için sinemalara akın eden öğrenciler, marş başladığında ayağa kalkarak saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı’nı büyük bir coşkuyla okudu. Sinema salonlarını dolduran bu milli heyecan, öğretmenler ve veliler tarafından da büyük takdirle karşılandı. 10 Kasım haftasında bu coşkunun daha da artması, salonların Atatürk’e duyulan sevgi ve minnetle dolması bekleniyor. Filmin konusu Yavuz, Mine ve Nihat'ın uluslararası teknoloji yarışmasında geliştirdikleri "Miniya" adlı robotla Türkiye'yi temsil etmesiyle şekillenen filmin konusu şöyle: "Ancak dışarıdan yapılan bir müdahale sonucu kontrolden çıkan Miniya, kendine bir robot ordusu kurup Yavuz ve arkadaşlarının peşine düşer. Robotlardan kaçmak ve onlarla mücadele etmek için bir lidere ihtiyaç duyan ekip, zaman makinesiyle geçmişe giderek Mustafa Kemal'in Selanik Askeri Rüştiyesinden Trablusgarp Savaşı'na uzanan yolculuğuna tanıklık eder. Ondan ilham alarak liderlik yeteneklerini geliştiren Yavuz ve arkadaşları, kendi zamanlarına dönerek robot ordusuna karşı büyük bir mücadeleyi başlatır." Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin kazanımlarını yansıtıyor Pedagojik açıdan zengin bir içerik sunan ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin temel kazanımlarını yansıtan filmin yönetmenliğini H. Orkun Eser üstlenirken, senaryosunu Ali Hakan Kaya ve Sinem Doğangönül yazdı. 75 dakikalık 3D animasyon filmde, prodüksiyon süreci en yeni yapay zekâ araçlarıyla desteklendi. Seri kapsamında, Atatürk’ün yetişkin dönemlerini anlatan “Mustafa Kemal Atatürk” filmi 3 Kasım 2028 tarihinde; “Gazi Mustafa Kemal Atatürk” filmi ise 1 Kasım 2030 tarihinde vizyona girecek. Serinin ilk filmi büyük ilgi görmüştü Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluğunu anlatan dört filmlik animasyon serisinin ilk bölümü olan ‘Mustafa’ filmiyle çocuklar, Atatürk’ü ilk kez animasyon yoluyla izleme şansı yakalamış ve film büyük yankı uyandırmıştı.

Yapay Zekâ, Üretkenliğin Yanında Sahteciliği de Kolaylaştırıyor! Haber

Yapay Zekâ, Üretkenliğin Yanında Sahteciliği de Kolaylaştırıyor!

Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Yazılım Mühendisliği (İngilizce) Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, yapay zekâ ile ses ve görüntü üretim teknolojilerini mercek altına aldı. "Deepfake" teknolojisi nedir? Genel anlamda "deepfake" teknolojisi olarak anılan yapay zekâ destekli ses ve görüntü üretiminden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, "'Deepfake' terimi, 'deep learning' (derin öğrenme) ve 'fake' (sahte) kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Bu teknoloji, yüz tanıma, ses ve görüntü işleme gibi alanlarda kullanılan derin öğrenme algoritmaları ile gerçeğe oldukça yakın sahte video, ses ve görüntüler üretir." dedi. Kötü amaçlarla kullanılabiliyor Deepfake teknolojisinin bir kişinin yüzünü, mimiklerini veya sesini taklit edebileceğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, "Bu teknolojiyle gerçekte olmayan bir konuşma ya da olay gerçekmiş gibi gösterilebilir. Bu teknoloji yaratıcılıkla kullanılabildiği gibi, kötü niyetli kişilerin dezenformasyon yayması veya dolandırıcılık yapması için de kullanılabilir." diye belirtti. Sahte haber üretimi mümkün Yapay zeka ile üretilen video ve ses içeriklerinin günümüzde sinema, eğitim, reklam, oyun ve medya gibi birçok alanda yaygın olarak kullanıldığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, "Reklamlar, uzaktan eğitimler, dijital oyun karakterleri, sanal haber spikerleri ve farklı dillerdeki içerikler bu teknoloji sayesinde hızla ve düşük maliyetle hazırlanmakta. Ancak bu teknolojiler sahte haberler, dolandırıcılık ve bilgi kirliliği için de istismar edilebilir." açıklamasında bulundu. Deepfake videoların bu denli inandırıcı olmasının nedeni nedir? Deepfake videoların etkileyici derecede inandırıcı olmasının arkasında, yapay zeka ve özellikle derin öğrenme modellerinin görüntü ve ses üretimindeki benzersiz ayrıntı ve gerçekçilik seviyesi yer aldığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, "Yüz ifadeleri, göz kırpma, ışıklandırma ve ten dokusu gibi detaylar artık çok daha doğal biçimde taklit edilebiliyor. Ses klonlama teknolojileri ise konuşma ritmi ve tonlamayı başarıyla kopyalayabiliyor. Görüntü ve ses kalitesindeki bu gelişmeler, sahte içerikleri giderek daha inandırıcı hale getiriyor ve bu da bunların tanınmasını zorlaştırıyor." dedi. Dijital çağda “gerçeklik” kavramı dönüşüyor Yapay zeka, deepfake ve benzeri teknolojilerle beraber dijital çağda “gerçeklik” kavramının büyük bir değişim geçirdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, "Artık gördüğümüz, duyduğumuz, hatta okuduğumuz şeylerin gerçek olup olmadığını sorgulamamız gerekiyor. Bu durum bilgiye erişimde daha fazla şüpheciliği getirirken, doğruluğu ve güvenilirliği teyit edecek yeni yöntemlere ve etik standartlara gereksinimi artırıyor." dedi. Deepfake videoların ayırt edici özellikleri nelerdir? Bir görüntünün veya sesin yapay zeka ürünü olup olmadığını belirlemek amacıyla kullanılan tekniklerin giderek geliştiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Bu süreçler; görüntü işleme, ses analizi ve makine öğrenmesi yöntemlerine dayanmaktadır. Görsellerde yüz ifadeleri ve mimikler analiz edilerek sahte içerik belirlenmeye çalışılır. Deepfake videolarında göze çarpan bazı ayırt edici özellikler şunlardır; doğal olmayan göz kırpmalar, ağız hareketleri ile sesin uyumsuzluğu, ten rengi geçişlerinin yapaylığı, ışık yansımalarının doğal olmaması, saç ve kenar detaylarındaki bozulmalar. Ses analizinde ise frekans spektrumu, vurgu, tonlama ve nefes alma detayları ön plandadır. Ayrıca, özelleştirilmiş derin öğrenme modelleri de sahte içeriklerin tespitinde etkin bir biçimde kullanılıyor.” İleri düzey deepfake teknolojileri; mimiklerden göz hareketlerine kadar başarılı Günümüzde yapay zekâ ile üretilen görüntü ve seslerin, genellikle insan gözü ve kulağının fark edemeyeceği kadar gerçekçi hale geldiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, "Dikkatli bir incelemeyle bazen yapaylıklar sezilebilir ancak, yüz ifadelerinin doğallıktan uzak olması, göz hareketlerindeki tutarsızlık ya da sesin mekanik tınısı gibi küçük farklar giderek azalmaktadır. Özellikle ileri düzey deepfake teknolojileri; mimiklerden göz hareketlerine, ses tonundan nefes alma düzenine kadar birçok detayı yüksek başarıyla taklit edebilmekte. Bu nedenle kısa süreli veya düşük çözünürlüklü sahte içerikler, genelde gerçekmiş gibi algılanmakta." dedi. Videonun paylaşıldığı hesabın güvenilirliği değerlendirilmeli Sosyal medyada paylaşılan bir videonun doğruluğunu sorgulamak için bireylerin öncelikle içeriğin kaynağını araştırmaları gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, sözlerini şöyle tamamladı: “Videonun yayımlandığı hesabın güvenilirliği değerlendirilmeli, içeriğin resmi ya da tanınmış kaynaklardan yayımlanıp yayımlanmadığı kontrol edilmelidir. Aynı olaya dair farklı kaynaklardan gelen videolar veya haberlerle karşılaştırmak içeriğin doğrulaması açısından faydalıdır. Ayrıca videodaki ses ve görüntü arasındaki tutarsızlıklar dikkatlice analiz edilmelidir. Tüm bunlara ek olarak, yapay zekâ destekli tespit araçları da sahte içeriklerin belirlenmesine yardımcı olur.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Yer Altındaki Kaçak Trafolar Haber

Yer Altındaki Kaçak Trafolar

Dicle Elektrik, Şanlıurfa'da Tarım ve Orman Bakanlığı'nın mısır ekim yasağına rağmen, yer altına gizlenmiş 3 kaçak trafoyu, dron yardımıyla yürüttüğü denetimlerle ortaya çıkardı. Kayıpsız, kesintisiz ve kaliteli enerji sağlamayı amaçlayan Dicle Elektrik, bölgesindeki kaçak elektrik kullanımına karşı teknolojiyi kullanarak mücadele hızını artırdı. Bu kapsamda Şanlıurfa’da dron destekli denetimlerle kaçak trafo arayışına giren şirket, yapay zeka destekli dronları kullanarak tarım alanlarında izinsiz elektrik kullanımını tespit etti. Viranşehir'deki kırsal mahallelerde yapılan incelemelerde, yasak olmasına karşın sulama amacıyla yer altına saklanmış 3 kaçak trafo bulundu. “Kaçak kullanım, kamusal kaynakların israfıdır” Yüksek enerji tüketimiyle altyapıya zarar verip, abonelerin hizmet kalitesini düşüren kaçak trafoların bulunup el konması sebebiyle Dicle Elektrik yetkililerince savcılığa suç ihbarında bulunuldu. Durum hakkında açıklama yapan Dicle Elektrik Genel Müdürü Yaşar Arvas, “Yalnızca kaçak elektrik kullanımıyla değil, aynı zamanda doğa, tarım ve kamu kaynaklarının amacına uygun kullanılmamasıyla da savaşıyoruz. Bu, enerji sektörünün ötesinde topluma karşı olan yükümlülüğümüzdür. Dolayısıyla kaçakla mücadelenin, kaynak israfını önleme adına bir kamu hizmeti olduğunu vurgulamak isterim” şeklinde konuştu. Kaçak trafolar ne kadar gizlenirse gizlensin bulundu Dicle Elektrik’in yapay zeka destekli dronları, Şanlıurfa Viranşehir'deki Kızlarsarayı ve Samanlı mahallelerinde gerçekleştirilen denetimlerde, taş, toprak ve sulama borularıyla kapatılmış yer altındaki iki ayrı trafonun varlığını ortaya çıkardı. Her biri 160 KVA olan bu trafolar ile toplamda 250 dönümlük bir mısır tarlasının yasa dışı bir şekilde sulandığı belirlendi. Yayık Mahallesi’nde yapılan incelemelerde ise kayalarla örülen ve taşlarla gizlenmiş başka bir kaçak trafo saptandı. Bu trafoyla 50 dönümlük bir alanın sulaması yapılmaktaydı. Bu üç kaçak trafonun toplam gücünün 480 KVA olduğu ve yaklaşık 250 ailenin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek bir kapasiteye sahip olduğu aktarıldı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

5G’deki 5 Kritik Güvenlik Riski ve Korunma Yöntemleri Haber

5G’deki 5 Kritik Güvenlik Riski ve Korunma Yöntemleri

Dünya, anında film indirme, sürücüsüz araçlar ve akıllı şehirler vaat eden 5G teknolojisinin coşkusunu yaşıyor. Ancak bu devrim niteliğindeki bağlantı hızı, siber saldırganlar için de yeni ve benzeri görülmemiş fırsatlar sunuyor. 5G'nin mimari değişikliklerinin, siber güvenliği kökten etkilediğini belirten Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, kullanıcıları ve kurumları oluşabilecek tehditlere karşı uyarıyor. 5G’ye geçiş büyük bir heyecan yaratıyor fakat beraberinde siber güvenlikte yeni riskler getiriyor. 5G'nin 4G’den tamamen farklı bir mimariye sahip olması, bu yeni tehditlerin temel sebebi. 4G ağları, bütün trafiğin kontrol edildiği merkezi bir "çekirdek" yapıya dayanırken, 5G "yazılım tanımlı ağ" (SDN) ve "uç bilişim" (edge computing) gibi dağıtık teknolojiler üzerine inşa edilmiştir. Bu yeni yapı, verinin merkezi bir sunucuya gönderilmesi yerine, kullanıcıya daha yakın noktalarda işlenmesini sağlayarak gecikmeyi en aza indiriyor. Ancak bu durum, güvenlik problemlerini de beraberinde getiriyor. Merkezi bir savunma duvarı yerine, saldırganların hedef alabileceği birçok küçük ve potansiyel olarak güvensiz "uç" nokta yaratılıyor. 5G'nin temel amacı olan ve milyarlarca cihazı (mIoT) ağa entegre etme kapasitesi de riski artırıyor, çünkü bu cihazların çoğu güvenlik önceliğiyle üretilmemiştir. Kolayca ele geçirilebilirler ve güncellenmeleri neredeyse imkânsızdır. Bu durum, siber suçlulara, güvenliği düşük seviyede bir akıllı sensör yoluyla sisteme sızıp, aynı ağda bulunan kritik kurumsal sistemlere veya kişisel verilere ulaşmaları için daha önce sahip olmadıkları bir saldırı alanı sunuyor. 5G Sadece Hız Değil 5G'nin yalnızca 4G'nin daha hızlı bir hâli olmadığını, tamamen farklı bir teknoloji olduğunu vurgulayan Bitdefender Türkiye distribütörü Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, "5G, sadece hızlı bir internet değil, milyarlarca cihazı birbirine bağlayacak bir devrim. Ancak bu dönüşüm, saldırı yüzeyini de katlanarak genişletiyor. 4G'nin merkezi güvenlik duvarlarına kıyasen, 5G'nin yazılım tabanlı ve merkezi olmayan yapısı bilgisayar korsanlarına sızma fırsatlarının kapısını açıyor. Kullanıcıların ve şirketlerin 'hız' konusunda heyecanla 'güvenlik' faktörünü göz ardı etmemeleri şart." diyor. 5G Ekosisteminde 5 Temel Risk ve Korunma Yöntemleri Alev Akkoyunlu, 5G teknolojisinin meydana getirdiği en önemli 5 siber güvenlik riskini ve bunlara karşı alınması gereken tedbirleri şu şekilde özetliyor: 1. Güvenliği Düşük IoT Cihazları: 5G, güvenlik standartları düşük milyarlarca akıllı cihazı (kameralar, sensörler vb.) ağa bağlayarak saldırı yüzeyini ciddi ölçüde artıracaktır. Bu riski azaltmak için, cihazların varsayılan yönetici şifreleri değiştirilmelidir ve ana ağdan izole edilmek amacıyla "Misafir Ağı" (Guest Network) kullanılmalıdır. 2. "Ağ Dilimleme" (Network Slicing) Riski: Saldırganlar, 5G'nin sanal ağ "dilimlerinden" en zayıf olanını hedef alarak daha önemli dilimlere (örneğin kurumsal veriler) sızabilir. Bu tehlikeye karşı, kurumlar "Sıfır Güven" (Zero Trust) mimarisini benimsemeli ve Bitdefender Mobile Security gibi, şüpheli aktiviteleri ve kötü amaçlı yazılımları tespit edebilen ödüllü bir mobil güvenlik çözümü kullanılmalıdır. 3. Azalan Görünürlük (Gölge 5G): Çalışanların 5G'yi ofis Wi-Fi'ı yerine kullanması, bu trafiği kurumsal denetimin (VPN, Firewall) dışına çıkararak "gölge" bir tehdit alanı yaratır. Bu görünmez riske karşı, şirketler uç nokta (endpoint) korumasını güçlendirmeli, bireysel kullanıcılar ise 5G'de hassas işlemler yaparken mutlaka VPN kullanmalıdır. 4. Daha Hızlı Siber Saldırılar: 5G'nin hızı, saldırganların daha etkin hale gelmesi anlamına gelir. Bu hızla, daha büyük DDoS saldırıları düzenlenebilir ve botnet'ler daha hızlı yayılabilir. Bu tür saldırılara karşı, yapay zeka ve davranışsal analiz kullanarak, proaktif tehdit avı yapan gelişmiş güvenlik çözümleri gereklidir. 5. Yazılım Bağımlılığı ve Tedarik Zinciri Açıkları: Donanımdan ziyade yazılıma (SDN) dayanan 5G, tedarik zinciri saldırılarına ve yazılım zayıflıklarına karşı daha hassastır. Tek bir altyapı zafiyeti milyonlarca kullanıcıyı etkileyebilir. Bu açık karşısında, tüm 5G destekli cihazların (telefonlar, modemler vb.) en güncel yazılım yamalarını alması ve güncellemelerin ertelenmemesi gereklidir. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.