Hava Durumu

#Gıda Zehirlenmesi

giresunsonhaber - Gıda Zehirlenmesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gıda Zehirlenmesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gıda zehirlenmesinin yazı kışı yok! Haber

Gıda zehirlenmesinin yazı kışı yok!

Gıda zehirlenmesi vakalarındaki artış, kış mevsimlerinde de tehlikenin sürdüğünü ortaya koyuyor. Uzmanlara göre, yanlış saklanan ve uzun süre açıkta bekletilen gıdalar risk yaratıyor. İSTANBUL (İGFA) - Son haftalarda Türkiye genelinde arka arkaya yaşanan gıda zehirlenmesi olayları, toplumda endişeye neden oldu. Özellikle kış mevsiminde toplu yemek tüketiminin yaygınlaşması, gıdaların saklama ve hazırlama koşullarındaki hataların riski artırdığına dikkat çekiliyor. Uzm. Dyt. Ceren Turan, gıda güvenliğinin her mevsim kritik öneme sahip olduğunu belirterek, “Yaz aylarında sıcaklık bakterilerin çoğalmasını hızlandırıyor, ancak kışın risk tamamen ortadan kalkmıyor, sadece kaynağı değişiyor” ifadelerini kullandı. Uzm. Dyt. Turan, büyük tencerelerde pişirilen yemeklerin yavaş soğumasının ve toplu tüketimin zehirlenme riskini artırdığını söylerken, kış aylarında norovirüs gibi viral enfeksiyonların da daha sık görüldüğünü belirtti. KIŞ AYLARINDA RİSKİ ARTIRAN FAKTÖRLER: Kapalı mekanlarda toplu yemek tüketiminin artması Büyük porsiyonların geç soğuması Oda sıcaklığında bekleyen yiyeceklerde bakteri üremesi Hasta bireylerin yiyecekle temas ihtimali Norovirüs gibi yaygın viral enfeksiyonlar Elektrik kesintileri veya ulaşım sorunları nedeniyle soğuk zincirin bozulması Turan, bakterilerin en hızlı ürediği sıcaklık aralığını 5–60 °C olarak tanımlayarak, bu sıcaklıkta bekleyen yiyeceklerin kısa sürede risk oluşturabileceğini belirtti ve dikkat edilmesi gereken yiyecekleri sıraladı: Sütlü tatlılar ve kremalı ürünler Pilav, makarna ve diğer nişastalı yiyecekler Et ve tavuk yemekleri Mayonez içeren yiyecekler Uzun süre açıkta kalan hazır gıdalar Gıda zehirlenmeleri çoğunlukla bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı ve ateşle ortaya çıkar. Ancak yüksek ateş, kanlı ishal, şiddetli kusma, baş dönmesi veya idrarın azalması durumunda acil tıbbi müdahale gereklidir diyen Uzm. Dyt. Ceren Turan, bazı toksin kaynaklı zehirlenmelerin nörolojik belirtiler de gösterebileceğini ifade ederek, bu belirtiler arasında bulanık görme, çift görme, kas güçsüzlüğü veya nefes darlığının sayılabileceğini ve bu durumlarda derhal sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini söyledi. KIŞ AYLARINDA GÜVENLİ BESLENMEK İÇİN 7 TEMEL KURAL Sıcak yiyecekleri sıcak, soğuk yiyecekleri soğuk tutun. Pilav ve nişastalı yiyecekleri hızla soğutun, 24–48 saat içinde tüketin. Kalan yiyecekleri en az 75 °C'ye ısıtın, defalarca ısıtıp soğutmayın. Çiğ ve pişmiş gıdaları ayrı tutun, kesme tahtalarını karıştırmayın. Hazırlık öncesi ve sonrası mutlaka elleri yıkayın. Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinden kaçının. Şüpheli yiyecekleri tadına bakarak test etmeyin, direkt atın.

Otellerde Yapılan İlaçlamalar Sağlık Açısından Büyük Riskler Taşıyor! Haber

Otellerde Yapılan İlaçlamalar Sağlık Açısından Büyük Riskler Taşıyor!

Beşiktaş'ta bir restoranda yemek yedikten sonra gıda zehirlenmesi şüphesiyle Fatih'teki konakladıkları otelden hastaneye kaldırılan bir ailede, anne baba ve iki çocuğun hayatını kaybetmesi olayının ardından, otelin kısa süre önce ilaçlandığı bilgisinin ortaya çıkması, otel ilaçlamalarında alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine yönelik dikkati artırdı. Otellerdeki ilaçlama uygulamalarının hem misafirlerin hem de çalışanların sağlığı açısından önemli uyarılarla ele alındığı belirtildi. Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Öğretim Üyesi, ARGE ve Yenilikçi Politikalar Direktörü Doç. Dr. Müge Ensari Özay, haşerelerle mücadelenin doğru yapılmadığı durumlarda ciddi sağlık tehditlerinin ortaya çıkabileceğini vurguladı. Otellerde haşere ve kemirgenler için uygun ortam oluşuyor… Otellerin, yoğun insan hareketliliği, gıda servisi ve farklı iklim koşullarında sürekli kullanılması nedeniyle haşere ve kemirgenlerin üremesi için elverişli ortamlar oluşturduğunu belirten Doç. Dr. Müge Ensari Özay, “Hamamböceği, tahtakurusu, kemirgen, sinek ve sivrisinek gibi zararlılar yalnızca konforu bozmakla kalmaz, aynı zamanda salmonella, escherichia coli, leptospiroz, hantavirüs ve alerjen partiküller gibi halk sağlığını tehdit eden riskleri barındırır. Bu nedenle ilaçlama uygulamaları gıda güvenliğini, misafir sağlığını ve işletmenin yasal yükümlülüklerini korumak için oldukça önemlidir. Doğru pestisit kontrol stratejileri otelleri biyolojik bulaşlardan ve hijyen skandallarından korur, bu da işletmenin sürdürülebilirliğini doğrudan etkiler.” dedi. Pestisit kontrolsüz kullanılırsa sağlık riskleri oluşturabilir “Otellerde yapılan ilaçlamaların sağlık açısından büyük tehlikeler barındırabileceğini” belirten Doç. Dr. Müge Ensari Özay, şunları söyledi: “Pestisitler kontrolsüz kullanıldığında akut ve kronik sağlık risklerine yol açabilir. Akut etkilere solunum yolu irritasyonu, göz-kulak-burun yanması, baş ağrısı, mide bulantısı, ciltte kızarıklık veya nörolojik belirtiler dahildir. Uzun süreli maruziyetlerde endokrin sistem bozuklukları, bazı kanser türleri, nörotoksik etkiler ve üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkiler görülebilmektedir. Özellikle kapalı alanda yapılan sisleme veya fumigasyon gibi yoğun uygulamalar sonrası yüzeylerde pestisit kalıntısı kalabilir ve bu, çocuklar, yaşlılar, hamileler ve astım hastaları için ciddi riskler yaratabilir. Yanlış doz, etiket dışı kullanımlar ve yetersiz havalandırma, zehirlenme riskini artıran ana faktörlerdir.” Otel ilaçlamalarında İSG kurallarına özen gösterilmeli! Otellerde ilaçlama yaparken İSG kapsamında dikkat edilmesi gereken temel kurallar olduğuna değinen Doç. Dr. Müge Ensari Özay, “Türkiye’de 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na göre işverenler, çalışanlarını kimyasal risklere karşı bilgilendirmeli, uygun kişisel koruyucu donanım (maske, gözlük, eldiven, tulum) sağlamalı ve güvenlik bilgi formlarını (SDS/MSDS) erişebilir kılmalıdır. Uygulama yalnızca eğitimli ve belgeli personelle yapılmalı, kapalı alanlarda havalandırma sağlanmalı ve alanda yetkisiz kişilerin bulunmasına izin verilmemelidir. Ayrıca risk değerlendirmesi yapılmalı, kullanılan kimyasalların etiket bilgilerine uyulmalı ve tekrar giriş süreleri belgelenmelidir.” şeklinde konuştu. Kullanılan ürünler ruhsatlı olmalı! Türkiye’de otellerdeki ilaçlamayla ilgili yasal düzenlemeler kapsamında kullanılan pestisitler, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış olmalıdır diyen Doç. Dr. Müge Ensari Özay, “Halk Sağlığı Alanında Haşere ile Mücadele Usul ve Esasları” ve “Biyosidal Ürünler Yönetmeliği”nin hangi ürünlerin, hangi dozlarda, hangi alanlarda kullanılabileceğini belirlediğini söyledi ve “Uygulayan firmaların sorumlu müdür bulundurması, uygulayıcılarının yetki belgesine sahip olması ve işlemlerin kayıt altına alınması zorunludur. Ayrıca 6331 sayılı İSG Kanunu, kimyasalları kullanırken işverenin eğitim, bilgilendirme ve koruma yükümlülüklerini sıkı bir şekilde belirler. Bu doğrultuda oteller hem sağlık hem de mevzuat uyumunu sağlamakla yükümlüdür.” dedi. Uyarı notları ve uygulama saatlerinin bildirimi önemlidir! İlaçlama hizmeti veren firmaların denetiminin İl ve İlçe Sağlık Müdürlükleri ile Tarım ve Orman Bakanlığı birimlerince yapıldığını hatırlatan Doç. Dr. Müge Ensari Özay, şunları ekledi: “Ancak denetim sıklığı, illerin, turizm yoğunluğunun ve şikayetlerin durumuna göre değişebilir. Firmaların ruhsat geçerliliği, ürünlerin etiket ve ruhsat uygunluğu, uygulayıcı sertifikaları ve kayıt tutma süreçleri düzenli olarak kontrol edilir. Oteller ilaçlama süreçlerinde personel bilgilendirmesi yapmak zorundadır. 6331 sayılı kanun gereği çalışanların kimyasal maruziyeti hakkında bilgilendirilmesi, eğitim verilmesi ve gerekli koruma ekipmanının sağlanması gerekir. Misafir bilgilendirmesi ise uluslararası iyi uygulamalar çerçevesinde oda kapısına uyarı notu bırakılması, uygulama saatlerinin önceden duyurulması veya kapatma sürelerinin misafirlere belirtilmesi önerilir.” En güvenli yaklaşım 24 saat bekleme ve iyi havalandırma İlaçlamanın ardından odalar veya ortak alanların kullanım süresinin, kullanılan ürünün niteliklerine ve uygulama yöntemine bağlı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Müge Ensari Özay, sözlerini şöyle tamamladı: “Etiket bilgilerinde belirtilen ‘tekrar giriş (re-entry)’ süresi esas alınmalıdır; bazı yüzey spreylerinde 1–2 saatlik havalandırma yeterli iken, sisleme veya fumigasyon gibi yoğun uygulamalarda süre 12–24 saati bulabilir. Oda veya ortak alanın tekrar kullanılmasından önce mutlaka havalandırılmalı, temas yüzeyleri temizlenmeli ve yiyecek hazırlama alanlarında ekstra hijyen sağlanmalıdır. Etiket talimatı net değilse, en koruyucu çözüm 24 saat bekleme ve güçlü bir havalandırmadır.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.